Türkiye ve Motivasyon

 Uzun süredir motivasyon üzerine okuyor, yazıyor, anlatıyor ve dinliyorum. 

 

Motivasyon kelime anlamı olarak güdülenmedir. Kişinin bir hedefe ulaşması için harekete geçiren içsel ve dışsal türlüler olarak tanımlanır. İçsel dürtü, insanın eylemi gerçekleştirmesi için önemlidir. Böylelikle kişi bir amaca yönelerek ihtiyacının karşılanması için enerji sağlar.

 

Ancak en çok üzerinde durulan motivasyon türü içsel motivasyondur. Yani kendini içten harekete geçirmek.

 

Peki ne için?

 

İçsel motivasyonun oluşması için en önemli neden amacın ne olduğudur. Sorusu ise “Neden yapmalıyım?”

 

İçsel güdülenmenin harekete geçmesi için bir istek olması ve bu isteğide ayağa kaldıracak bir amaç olması şarttır.

 

Ne için yapmalıyım?

 

Bu sorunun cevabı insandan insana değişeceği gibi temel noktada bir kaç ortak başlıkta birleşir. Nedir bunlar? Başarı, maddiyat, performans, kariyer vb şekilde gider.

 

Peki ülkelere göre değişebilir mi amaç? EVET

 

Üniversitelerde, liselerde, kurumlarda verdiğim seminerlerim sonunda motivasyonla ilgili çok önemli bir amaç farkındalığına ulaştım.

 

Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde motivasyon kaynağınız mecburiyettir. Evet mecburiyet.

 

ZORUNDASINIZ. 

 

Başarmak, kazanmak, iyi olmak, örnek olmak vb aklınıza hangi kavram geliyorsa buna mecbursunuz.

 

Neden mi?

 

Sizden, bizden çok var. 

 

Peki başka neden mecburuz?

 

Mecburuz çünkü; Türkiye’de devrilen atı vururlar. İyileşmesini beklemezler. Savaşı kaybederseniz tekrar cepheye çıkacak fırsat bulamazsınız. Destek yerine “ben demiştim” diyenler doluşur başınıza. “Algı gerçektir” deyip seni saf dışı bırakanlar çıkar ortaya. Ayağının kaymasını bekleyenler hemen sahneye atlar. Işıklar üzerinizden çekilir. 

 

İster öğrenci, ister işçi, ister beyaz yaka ol hiç fark etmez.

 

Çünkü burası Türkiye. Burada motivasyonun mecburiyetlerindir. Sen iyi olmaya, güçlü olmaya, başarılı olmaya MECBURSUN. 

 

Başa dönecek olursak. “Neden yapmalıyım?” Sorusunun tek cevabı var. MECBURUZ